SİMYACI

Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho tarafından 1988 yılında yayınlanan bir romandır. Simyacı kırk iki ülkede altı dile çevrilmiştir. Altı yıl gibi kısa bir sürede.  Orijinal dili Portekizce’dir. Türkçe’ye çevirisini Özdemir İnce yapmıştır.

Kitabın Konusu

Kitapta genel manada İspanya’da yaşayan bir çobanın hazinesini bulmak için Mısır’a olan yolculuğunu anlatılmaktadır.  İspanya’da yaşayan Santiago anne babasının isteği üzerine papaz okuluna gitmektedir. Boş zamanlarında ise babasının koyunlarına çobanlık yapan Santiago bu sayede gezebilmektedir. Bir gün anne ve babasına papaz olmak istemediğini söyler. Onun hayali çoban olup kimsenin  gezemediği görmediği yerleri keşfetmektir. Anne ve babası ile yaptığı bu konuşmadan sonra babası ona bir sürü alabilecek kadar para verip ona şu sözü söylemiştir. “Git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş” demiştir.

Santiago’nun Macerası

Sürü alan Santiago yollara düşer dağ, taş demeden sürüsüyle dolaşmaya başlar. Bu süreç içerisinde koyunları hakkında düşünmeye başlar onların hiçbir kaygısı yok yemek ve su haricinde diye düşünmüştür. Koyunların güvenliği sağlamak ise kendi kaygısıydı. Bir gün eski bir kilise bulmuştur. Buraya koyunlarını sokmuş kendisi de orada uyumuştu. Uykusunda ise hikayesinin amacı olan Mısır Piramitlerinde onu bekleyen bir hazine olduğu ona söylenmiştir. Rüyasının tabirini öğrenmek için falcı bir kadınla konuşur ancak falcı kadın kesin bir cevap verememiştir. Buna rağmen hazinenin yüzde onunu istemiştir. Santiago da kabul etmiştir. Ama Santiago falcının kesin bir şey diyememesi sebebiyle artık rüyalara olan inancı azalmıştır.

Sürüsüyle dolaşmaya devam eden Santiago geldiği bir kasabada kendini Salem Kralı olarak tanıtan biriyle konuşur. Kral Santiago’yu sarayına davet eder. Saraya giden Santiago’ya bir test yapar testin sonucunda Kral’ın kendisine anlatmak istediği anlayan Santiago’nun artık yeni bir amacı vardır. Kral ayrıca Santiago’ya biri siyah biri beyaz taş vermiştir. Siyah “evet” , beyaz “hayır” anlamını taşımaktadır.

Santiago sürüsünü satar. Ve Mısır’a doğru yola koyulmuştur. Tanca şehrine gelen Santiago burada bir arkadaş edinir.  Arkadaşı onun ilk fırsatta paralarını çalar ve onu parasız bırakır. Umutsuzluğa kapılan Santiago geri dönüp yeniden bir sürü almak ister. Bir gün Tanca’da dolaşırken billuriyecinin önünden geçerken cam ve kristallerin kirlenmiş olduğunu görür ve bunları temizler. Santiago, Billuriyeci ile tanıştı ve onun yanında sürü alabilecek para toplayana kadar çalışmak istediği söyledi. Normalde işleri kötü olan dükkan bu gencin çalışmasıyla birlikte işleri yükselir. Santiago 6 ay sonra parasını toplayıp oradan ayrılıp geri döner. Geri döndüğü limanda İngiliz simyacı ile tanışan kahramanımız onunda Mısır’a bir Simyacı ‘yı aramayı gittiğini öğrenmiştir. Bunun bir işaret olduğunu düşünerek tekrar Mısır’a doğru yola çıkar.  

Simyacı ‘nın Anlatmak İstediği Konu

Hikayesi böyle devam eden Santiago insanların kişisel amacına ulaşması için çabalaması gerektiğini göstermektedir. İnsan eğer çabalarsa evren de onun bu kişisel amacını yaşaması için çabalamaktadır. Evrenin bir kişi için çabalamasıyla o kişinin amacına ulaşması için önünde kimse duramaz. Yeter ki sabırla amacınıza ulaşmayı isteyin ve bunun için çabalayın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.